canlı destek

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ TIP ve KANSER (Hedefleyici Tedaviler ve İmmünoterapi)

GLOBOCAN verilerine göre 2020 yılında dünyada toplam 19,3 milyon yeni kanser olgusu geliÅŸmiÅŸ ve 10 milyon kansere baÄŸlı ölüm olmuÅŸtur. Bugün dünyada yaklaşık 32,6 milyon kiÅŸi kanser tanısı ile yaÅŸamaktadır. Dünya’da en çok tanı konulan kanserler akciÄŸer (%13,0), meme (%11,9) ve kolon (%9,7) iken kanserden ölümlerin ise en çok akciÄŸer (%19,4), karaciÄŸer (%9,1) ve mide (%8,8) kanserlerinden gerçekleÅŸtiÄŸi bilinmektedir. Dünyada yaÅŸa baÄŸlı kanser insidansı erkeklerde kadınlara göre %25 daha fazladır, erkekte yüz binde 205 iken kadında yüz binde 165’tir. Kadınlarda meme, tiroid, kolorektal, erkeklerde akciÄŸer, prostat ve mesane kanseri en sık olarak izlenir. Türkiye’de ise kanser sıklığı dünya ve dünyanın geliÅŸmekte olan ülkeleriyle benzerlikler göstermektedir. Türkiye’de 2009 yılında yaÅŸa standardize edilmiÅŸ kanser hızı erkeklerde yüz binde 269,7, kadınlarda ise yüz binde 173,3’dür. Erkeklerde en sık görülen kanserler akciÄŸer ve prostat iken, kadınlarda en sık görülen meme kanseridir. Meme kanseri kadınlarda görülen her 4 kanserden birisi olmaya devam etmektedir. Kanser sıklığında görülen artış yanında kanser tedavisinde de belirgin geliÅŸmeler olmakta ve son yıllarda kanserden kurtulma oranı özellikle Batı’da artmakta ve yaÅŸam süresi uzamaktadır.

Kanser tedavisinde genel yaklaşım cerrahi ve radyoterapi gibi lokal tedavilere sistemik kemoterapinin eklenmesidir. Bu yolla farklı kanser türlerinde benzer tedavi rejimleriyle tüm hastalarda baÅŸarı saÄŸlanmaya çalışılmaktadır. Buna karşılık son yıllarda kanser tedavisinde hastaya ve tümöre spesifik bireyselleÅŸtirilmiÅŸ bir tedavi sunma ÅŸansı yakalanmaya baÅŸlanmıştır. Hedefe yönelik tedavilerin geliÅŸtirilmesi ve bu tedavilerden fayda görecek ve görmeyecek kiÅŸilerin seçiminde bazı biyobelirteçlerin kullanımı ile son zamanlarda kanser tedavisinin bireyselleÅŸtirilmesi yönünde önemli adımlar atılmıştır. DoÄŸal olarak tedavi seçiminde en önemli kriter hastalığın evresidir, çünkü prognoz temelde hastalığın evresi ile iliÅŸkidir. Ancak aynı evrede olmasına raÄŸmen aynı kanser türü farklı bireylerde çok farklı seyredebilmektedir. Burada temel farklar tümörün moleküler özellikleri olabileceÄŸi gibi hastanın immün sistemi de olabilir. Bu amaçla tedavinin, hastalığın klinikopatolojik ve moleküler özelliklerine ve hatta ilacın hastanın metabolizması ve eliminasyonuna göre seçilmesini bireyselleÅŸtirilmiÅŸ veya BireyselleÅŸtirilmiÅŸ tedaviler olarak isimlendirilmektedir. Yani bireyselleÅŸtirilmiÅŸ tedavi ile doÄŸru ilacı, doÄŸru dozda, doÄŸru hastaya, doÄŸru zamanda vermek hedeflenmektedir. BireyselleÅŸtirilmiÅŸ tedavi, kanser tedavisinde yeni bir çığır açmıştır. BireyselleÅŸtirilmiÅŸ Tedavinin Getirdikleri BireyselleÅŸtirilmiÅŸ tedavinin temelini biyobelirteçler oluÅŸturmaktadır. Yeni biyobelirteçlerin geliÅŸtirilmesi, onların taşıdıkları klinik deÄŸerin anlaşılması, ne zaman nerede kullanılacağının tespiti uzun zaman almaktadır. En deÄŸerli biyobelirteçler, saÄŸkalımı predikte eden, yüksek risk gruplarını belirleyen ve belirli bir tedaviden görülecek faydayı öngörenlerdir. Geleneksel kemoterapi veya radyoterapinin etki mekanizmasında vücutta kanser hücreleri dışında hızlı bölünme özelliÄŸine sahip diÄŸer hücreler de zarar görür ve bu durum tedaviye baÄŸlı belli baÅŸlı yan etkilere sebep olur. Oysa hedefe yönelik tedaviler kanser hücresinde saptanan bir mutasyon veya genetik yolak üzerinden kanser hücresine spesifik etki gösterir. Ancak normal hücrelerde de belirli organlara spesifik olarak bu yolaklarda benzer moleküler etki oluÅŸabilir ve bu durum sonucunda klasik kemoterapiye baÄŸlı Yan etkilerden farklı hedefe yönelik ajanlara baÄŸlı geliÅŸebilecek yeni yan etki profilleri tanımlanmıştır. BireyselleÅŸtirilmiÅŸ Tedavi Amaçları 1. Tedaviden fayda görecek grubu belirlemek (pozitif biyobelirteç). 2. Tedaviden fayda görmeyecek hastaları belirlemek (negatif biyobelirteç). 3. Cerrahi sonrası nüks riski yüksek veya düÅŸük grubu belirlemek. 4. Tedaviden yan etki görecek grubu belirlemek. Ayrıca günümüzde geliÅŸtirilen yeni tedavilerin yüksek maliyetleri göze alındığında tedaviden fayda görecek hastaların tespiti sayesinde saÄŸlık harcamalarının azaltılması yolunda önemli adımlar atılmakla birlikte ancak yeni teknolojilerin yüksek maliyeti günümüzde bunun pek mümkün olmadığını göstermektedir. Hatta her yeni ajan ve onun etkin olacağı hastayı seçmede kullanılacak yöntemler ÅŸimdilik çok yüksek maliyettedir. BireyselleÅŸtirilmiÅŸ tedavi tarihine bakılacak olursa, ilk hedefe yönelik tedavi bundan 100 yıldan uzun zaman önce meme kanserinde hormonal tedaviye yanıtın östrojen reseptörü ihtiva eden tümörlerde ortaya çıktığının gözlenmesi ile olmuÅŸtur. Son yıllarda geliÅŸen tümör antijenlerine karşı monoklonal antikorların üretimi, imatinibin kronik myeloid lösemide kullanımı ile bu geliÅŸmeler hız kazanmış ve insan genom projesinin açıklanması ile birçok tümörün geliÅŸimde rol alan önemli yolaklar keÅŸfedilmiÅŸ ve bu moleküllerden sorumlu genlerin tespitiyle günümüzde bireyselleÅŸtirilmiÅŸ tedaviler rutin klinik kullanımımıza girmiÅŸ ve halen geliÅŸmeler devam etmektedir.

BireyselleÅŸtirilmiÅŸ tıp son 10 yıl içerisinde devrim niteliÄŸinde geliÅŸmeler kaydetmiÅŸtir. Özellikle kanser tedavilerinde kanserde uygun genin bulunması, bu genin yönlendirdiÄŸi patolojik biyolojik süreçlerin hedeflenmesi yeni standart yaklaşımlar olarak devam etmekte ve yeni hedefleyici kanser ilaçları gündeme gelmektedir.

Bu anlamda “bireyselleÅŸtirilmiÅŸ tıp” yeni tedavi standartlarını ve araÅŸtırma-geliÅŸtirme faaliyetlerinin önemli bir kısmını oluÅŸturmaktadır. Amerika’da ve Avrupa’da pek çok ülke de üniversiteler bireyselleÅŸtirilmiÅŸ tıp departmanlarını ve enstitülerini kurmuÅŸtur ve bu alandaki araÅŸtırma-geliÅŸtirme çalışmalarını sürdürmektedir.

Ülkemizde özellikle kanser tedavisinde hedefleyici tedaviler ve immünoterapiler baÅŸarılı bir ÅŸekilde kullanılmaktadır;  Bu yeni tedavi yaklaşımları açısından yüksek maliyet karşımızda duran en önemli sorundur ve her gün tedaviye yeni ilaçlar girerek maliyet giderek artan bir sorun olarak devam edecektir. Maliyetlerin en aza indirilmesi bu alanda araÅŸtırma ve geliÅŸtirme çalışmaları ve halen güncel kullanımda ilaçların doÄŸru endikasyonda etkin olacak ÅŸekilde kullanımları ile mümkün olabilecektir.

Prof. Dr. Ulus Ali Åžanlı , Merkez Müdür V.


Ege Üniversitesi

EGE ÜNİVERSİTESİ